Güney Goulburn: 9 Farklı Dil Konuşan 300 Kişi ile Çarpıcı Bir Ada

Küçük Avustralya adası, dilbilimciler arasında yaygın olarak bilinir ve bu alanın küçük nüfusunun hemen 9 farklı dilde konuşması dikkat çekicidir. Ancak, en şaşırtıcı şey, bu kadar dilsel bir çeşitliliğin uzun süre korunmasıdır. Ve diğer birçok benzer yerde diller yavaş yavaş karışırsa, ölürlerse ve aralarında 1-2 baskın olanlar kalırsa, o zaman bu Güney Goulburn adasında olmadı. Aksine, burada herkes dilsel ilişkileriyle gurur duyuyor ve başka bir grubun dilinde konuşmanın yerel kurallara aykırı olduğu kınanıyor ve kınıyor.

Goulburn Adaları, Avustralya'nın kuzey kıyılarındaki Arafura Denizi'nde yer almaktadır. Takımada adaları arasında en büyüğü Kuzey Goulburn ve Güney Goulburn olarak adlandırılan iki adadır. Ve birincisi olağanüstü ise, ikincisi dilsel bir bakış açısıyla benzersizdir. Adada yaklaşık 300 kişi yaşıyor, ancak burada 9'a kadar dil konuşuluyor! Hepsi hayatta ve her birinde birkaç düzine insan konuşuyor.

Adanın nüfusu arasında, bölgenin yerli halklarının dilleri Maung, Burarra, Ivadija, Nara Kara, Yolungu Matha, Kunbarlang ve Njebbana gibi yaygındır. Bu yedi dile ek olarak, anadili İngilizce ve Creole konuşanlar adada yaşıyor, ikincisi İngilizce ve yerel lehçelerin bir karışımı. Adada her biri kendi dilini konuşan çok sayıda topluluk var ve en yaygın olanları maung ve yolungu-matha. Aynı zamanda, çoğu komşularının dilini anlayabiliyor, ancak Güney Goulburn sakinleri arasında kabul edilemez olarak kabul edildiğinden, asla konuşamayacaklar. Dilbilimciler arasındaki bu duruma pasif çokdillilik adı verildi ve Avustralya adasına ek olarak, gezegenin başka yerlerinde de gözlemleniyor.

Adanın nüfusu küçük olduğu için burada karma evlilikler oldukça yaygındır. Aynı zamanda çarpıcı bir resim gözlemlenir: Eşlerin her biri kendi dilini konuşmaya devam eder, ancak diğerini anlar. Adalı Maung topluluğuna aitse, hangi ailede yaşadığı önemli değil, sadece Maung konuşur. Kural olarak, bu evliliklerde doğan çocuklar babalarını anadilleri olarak seçerler. Araştırmacılar bu fenomeni adada yaygın olan topluluk kuralları ile ilişkilendirir. Her dilsel insan grubunun, toplumun mülkü olan kendi toprak payına sahip olması, dolayısıyla dilsel benzersizliğin adalılar için çok önemlidir.

Yorumunuzu Bırakın